2027’ye Kadar Şirketlerin %75’i Yok Olabilir Mi?

Derim ki batan şirketler #mutluetmutluol nedir bilmiyorlar. Murat Ülker

6-8 Kasım tarihleri arasında modern pazarlamanın babası sayılan Philip Kotler’in himayelerinde EWMS (World Marketing Summit) bu kez online yapıldı. 104 ülkeden 80’ne yakın ünlü pazarlama uygulamacısı ve akademisyen 48 saat boyunca büyük maratonda görüşlerini aktardılar. Haberlerden okuduğuma göre zirveyi 2.5 milyon kişi aynı anda takip etmiş. Açıkçası çok büyük bir rakam.

Halbuki 40 yıl önce teknoloji ana kısıtken belki satış odaklı bir şirket olmanın öneminden söz edilebilirdi, ama pazarlama lüks bir şeydi. Ben yeni mezunken şirket datalarından hareketle regresyon analizleri ve integral alan hesapları ile satış tahminleri yapmaya çalışırken yeni kurulan satış ve pazarlama arge müdürlüğüne yurtdışından yine bir Türk arkadaş gelmişti. İlk analizi reklam yaptıkça satışların düştüğünden hareketle reklama son verin olmuştu. Tahmin edersiniz aynı hızla geldiği yere dönmüştü. Evet analize göre artan reklam harcamaları ve düşen satışlar vardı. Ama müşterilerin siparişlerinin düşmesinin nedeni 12 EYLÜL darbesinin piyasada yol açtığı tedirginlikti ve biz ancak reklamla tüketilen ürünlerimizin yerine ikamesi diye mal satabiliyorduk. Neyse daha sonra 90larda pazarlamada ürün müdürleri görevlendirmiştik. İkincil teşhir alanları hedefimizdi. Ama geleneksel, skolastik satış engellemesi ile karşılaşıyorduk. Bir icra toplantısında Satış Genel Müdürü bu pazarlamacılar lakayt davranıyor, hayal görüyor diye serzenişte bulunmuştu. Ben de tabii ben onlara benim için gelecek hayali kursunlar diye para veriyorum demiştim de iş yatışmıştı. Aslında pazarlama özeldir, sizin ürün, piyasa, tüketici özelliklerinize tabidir. Pazarlama ilmi; veri, istatistik, tahmin teknikleri ve best practice uygulamalarını temel alır. Herhalde bundan olmalı ben pazarlamada hep düşük not alırdım. Zira hoca sorardı, şu vaka olduğunda şu marka nasıl davranırdı diye, benim cevabım kitaptakinden başka olurdu. Ama kimi zaman çalışmadığımdan, kimi zaman da aynı fikirde olmadığımdan …

Zaten iş hayatında bir tek doğru çözüm yoktur. Bir çok seçenekten optimum olanı siz seçeceksiniz. 

Konuşmacılar arasında Türkiye’den İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç de vardı. Şekib Bey’in konuşmasının başlığı “Covid-19 esnasında İş Hayatı Algısı, Ticaretin Dönüşümü ve Yeni Normale Göre Global Tedarik Zincirinin Yeniden Değerlendirilme Zorunluluğu” idi, çok pozitif ve motive edici bir konuşma yaptı. Türkiye’nin diğer ülkeler gibi Covid-19 krizinden etkilendiğini, dünyanın kesişim noktasında olan İstanbul’un marka şehir olarak dünyanın pek çok ülkesinden Asya’dan, Avrupa’dan ticaret ve iş insanları için çok çekici olduğunu, şu anda dünyanın en gelişmiş havalimanına sahip olup, finansal oyuncularıyla küresel ticaretin merkezlerinden biri olmaya devam ettiğini belirtti. Yenilikçiliğin hem firma hem de ulusal anlamda lokomotif hale gelmesi gerektiğini belirten Şekib Bey, küresel verilere göre bu pandemi sürecinde yaklaşık 400 binden fazla yeni ürünün pazarlara sunulduğu bilgisini vermesi ilginçti. Zor koşullar altında insanın nasıl yaratıcı çözümler üretebileceğine dair Verda Özer’in Milliyet’teki “Korona Devrimi” başlıklı makalesini de okumuştum (*).

Avdagiç, pandemi sürecinin küresel ölçekte tedarik ve lojistik sektöründe yarattığı aksamalara da değindi. Pandemi döneminde firmalara dijital dönüşüm için destek olduklarını, dijital dönüşümün sadece büyük şirketlerde değil, KOBİ’lerde de uygulanabilir hale gelmesi için çabaladıklarını anlattı ve Covid-19 sonrası değer zincirinin gözden geçirilerek yeniden yapılanmanın firmalarımız için elzem olduğunu vurguladı. 

Süreç global saate göre işlediği için konuşmaları real time izleyemedim. Philip Kotler’in konuşmasını ve daha sonra programdan ilgimi çeken birkaç konuşmacıyı izledim, videolara göz gezdirdim. Asistan arkadaşlar da konuşmaları izlediler, özetlediler. Öncelikle şunu söyleyeyim, hala belirli bir ücret karşılığı videoları indirip izleyebiliyorsunuz, gerçekten dünyada pazarlamanın gündemini izlemek istiyorsanız, ertelemeyin, indirin ve izleyin hepsini derim. Ben bu haftamın gündemi olan #mutluetmutluol günümüz muvacehesinde birkaçını özetledim ve konuyu hep aynı yere bağladım.  

Philip Kotler konuşmasının başlığı ”Kritik Zamanlarda Yeni Pazarlama”. Tüketicilerin Covid-19’ a olan tepkilerinin öncelikli olarak yiyecek stoklamak, ihtiyaç dışı harcamalardan vazgeçmek ve online alışveriş sistemlerini kullanmak olduğunu söyledi. Bu süreçte yeni tüketici davranışlarının oluştuğunu söyleyen Kotler kimi zayıf şirketlerin, marka ve mağazaların şimdiden ortadan kalktığına dikkat çekti. Düşük gelirlilerin değil, orta sınıfın dahi düşük maliyetli ürünlere yöneldiğini söyledi. Kotler çoğu tüketicinin bu süreçte, tatil, eğlence ve konser gibi etkinliklerden vazgeçtiklerini, evden çalışıp işe gitmedikleri için yakıt gibi harcamalardan tasarruf ettiklerini ve bu nedenle para biriktirdiklerini ve hatta ikinci bir pandemi dalgasını göz önünde bulunduran pek çok kişinin bilinçli olarak para biriktirdiğini ifade etti. Ayrıca değişen alışanlıklardan biri olarak “ev” kavramının kazandığı öneme vurgu yaptı; evde yemek pişirme, evde eğlenme, evden çalışma gibi konular nedeniyle insanların evlerine verdikleri önemin arttığını, insanların hayatlarını basitleştirdiklerini sözlerine ekledi.

2027’ye Kadar Şirketlerin %75’i Yok Olabilir Mi? yazısının devamı

YETA durumunda lısanssız elektrik üretim tesisinde satış tarifesi

YETA ile elektrik faturası olan bir işletme 5.1.c kapsamındaki lisanssız elektrik üretim tesisi (GES) faturası;

Lisanssız üretici yeşil tarifeye geçerse tüketim>üretim ise yeşil tarife ödüyor üretim>tüketim ise aktif enerji bedeli alıyor.

Ayrıca Serbest Bölgede lisanssız elektrik üretim santrali kurulması durumunda;

Yönetmelikteki ilgili hüküm gereği, serbest bölgede ihtiyaç fazlasının satışı mümkün değildir.

Yeni Pazar: Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G)

Elektrik tüketimini tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak isteyen tüketicilere yönelik olarak oluşturulan Yeşil Elektrik düzenlemeleri kapsamında hazırlanan Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G) Yönetmeliği yayınlandı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından Resmî Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlanan düzenleme ile tedarik şirketleri tarafından tüketicilere sağlanacak elektriğin tamamen yenilenebilir enerji kaynaklı olduğunu belgeleyecek yenilenebilir enerji kaynak garanti sistemine katılımına ilişkin ve oluşturulacak sistemin işleyişine yönelik hükümleri kapsıyor.

Düzenlemeye göre Enerji Piyasaları A.Ş. (EPİAŞ) tarafından oluşturulacak piyasaya elektrik üretim ve tedarik lisansı sahibi firmalar katılabilecek.

Birden çok kaynaklı elektrik üretim tesisleri de tesiste tamamen yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi yapıldığı takdirde piyasada yer alabilecek.

Yeni Pazar: Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G) yazısının devamı